Duration: 02:43 minutes Upload Time: 2007-03-23 01:43:32 User: SAVASANTURK :::: Favorites :::: Top Videos of Day |
|
Tags:
nevruz novruz ergenekon yenigün türk turk yenigun bahar bayram avrasya turan uzbek kırgız kazak tatar azerbaycan uygur
Description: Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türklerin üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince vuruşma da başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi. Bu yenilgileri üzerine düşman kavimlerin hanları, beğleri av yerinde toplanıp konuştular. Dediler ki: ''Türkler'e hile yapmazsak halimiz yaman olur!'' Tan ağaranda, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler, "Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar'' deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkler'i görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Düşman, Türkler'i öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını, mallarını öyle bir yağmaladılar ki tek kara kıl çadır bile kalmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler. O çağda Türklerin başında İl Kağan vardı. İl Kağan'ın da birçok oğlu vardı. Ancak, bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü. Kayı (Kayan) adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Kağan'ın bir de Tokuz Oğuz (Dokuz Oğuz) adlı bir yeğeni vardı; o da sağ kalmıştı. Kayı ile Tokuz Oğuz tutsak olmuşlardı. On gün sonra ikisi de karılarını aldılar, atlarına atlayarak kaçtılar. Türk yurduna döndüler. Burada düşmandan kaçıp gelen develer, atlar, öküzler, koyunlar buldular. Oturup düşündüler: ''Dört bir yan düşman dolu. Dağların içinde kişi yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım, oturalım.'' Sürülerini alıp dağa doğru göç ettiler. Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine sarp bir yoldu ki deve olsun, at olsun güçlükle yürürdü; ayağını yanlış yere bassa, yuvarlanıp paramparça olurdu. Türklerin vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye ''Ergenekon'' dediler. Zaman geçti, çağlar aktı; Kayı ile Tokuz Oğuz'un birçok çocukları oldu. Kayı'nın çok çocuğu oldu, Tokuz Oğuz'un daha az oldu. Kayı'dan olma çocuklara Kayat dediler. Tokuz'dan olma çocukların bir bölümüne Tokuzlar dediler, bir bölümüne de Türülken. Yıllar yılı bu iki yiğidin çocukları Ergenekon'da kaldılar; çoğaldılar, çoğaldılar, çoğaldılar. Aradan dört yüz yıl geçti. Dört yüz yıl sonra kendileri ve süreleri o denli çoğaldı ki Ergenekon'a sığamaz oldular. Çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki: ''Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtla varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasını araştırıp yol bulalım. Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında kim bize dost olursa biz de onunla dost olalım, kim bize düşman olursa biz de onunla düşman olalım.'' Türkler, kurultayın bu kararı üzerine, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar; bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki: ''Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat demire benzer. Demirini eritsek, belki dağ bize geçit verir. Gidip demir madenini gördüler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın altını, üstünü, yanını, yönünü odun-kömürle doldurdular. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp, yetmiş yere koydular. Odun kömürü ateşleyip körüklediler. Tanrı'nın yardımıyla demir dağ kızdı, eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu. Sonra gök yeleli bir Bozkurt çıktı ortaya; nereden geldiği bilinmeyen. Bozkurt geldi, Türk'ün önünde dikildi, durdu. Herkes anladı ki yolu o gösterecek. Bozkurt yürüdü; ardından da Türk milleti. Ve Türkler, Bozkurt'un önderliğinde, o kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününde Ergenekon'dan çıktılar. Türkler o günü, o saati iyi bellediler. Bu kutsal gün, Türklerin bayramı oldu. Her yıl o gün büyük törenler yapılır. Bir parça demir ateşte kızdırılır. Bu demiri önce Türk kağanı kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Sonra öteki Türk beğleri de aynı işi yaparak bayramı kutlarlar. |
|
Comments | |
cCcMBTcCc ::: Favorites 2008-01-26 14:30:42 Nevroz isde türklerden gelme oldu beli oliyor cünkü nevroz eski türkcede Eglence manasina cikiyor ve yine bütün kürt kuslarimiz sayibleniyor Baglama (kopuslar) bizden,Yemek ve tarsi musik bizden,ulan ne varsa bizden isimler bile bizden simdi demeki biz sizden bisey aldik kocum 1000 sene siz bizim altimisda yasiyordunuz biz sizin altinizda deyilllll hahahahahahahaaaa __________________________________________________ | |
Realite58 ::: Favorites 2007-08-07 07:01:40 Kurtlerinde Buyuk Turk Bayramini kutlamasi kurtlerin nekadar Turklere ve Turk kulturune bagli oldugununun bir ispatidir.. __________________________________________________ | |
kurtlush714 ::: Favorites 2007-07-22 05:14:28 beyler bu bayram yüzyıllardır kafkasyada kutlanır buda newrusun kürtlerin bayramı olmadıgının kanıtı türkler newrusu kutlarken kürtler iranda kırma liginde sikiliyolardı ha ha! __________________________________________________ | |
tarik5142 ::: Favorites 2007-06-21 05:56:18 Ulan Kürt diye millet var mı idi 100 yıla kadar!! Hiç ispatlayamadığınız halde Sözde köklü bir medeniyetsiniz.Allahın yahudi piyonları ...Unutma Roma,Hitit ,Sümer,...Daha neler neler hepsi ispatlanmış bir biçimde türkçe kullanmışlar..Madem Sümerler KÜrt inye kürtçeye dayanarak çözemediler ..Biraz kitap okuyun ondan sonra tartışınn... __________________________________________________ | |
nRn ::: Favorites 2007-06-09 23:58:08 Turk Bayramimi? HAHAHAHAHAHHAHAHAH!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! bukadar salaklik görmedim yaf:D nezaman bu bayram turk bayrami oldu?:D hahahahahaha!!!!!!!!!!!! Newroz KURDLERIN BAYRAMIDIR!!! __________________________________________________ |
Other Video Blog Entries |
Holly e Benji- Spezzone Newteam vs Muppet |
Halo 2 Tricks: Episode 120 *The Showdown 2* |
11. WDAN (Part 1) , Dangerous Tour Stockholm, 1992 |
Lukas Rossi ROCKS!!!! |
Wilkinson Baby |
No comments:
Post a Comment